-
1 حشد
Iحَشَدَ1. üşmekAnlamı: çokça gelip toplanmak2. birikmekAnlamı: toplanıp yığılmakIIحَشْد1. kalabalıkAnlamı: çok sayıda insan topluluğu, izdiham2. kütleAnlamı: bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kitle -
2 جنس
جِنْس1. cinsellikAnlamı: cinsel özelliklerin bütünü2. cinsiyetAnlamı: cinslik, eşey, seks3. eşeyAnlamı: erkekle dişiyi ayırt ettiren özel yaradılış, cinslik4. familyaAnlamı: bir cins topluluğu, fasile5. ırk6. cinsAnlamı: tür, çeşit -
3 عرق
Iعَرَّقَ1. sulandırmakAnlamı: sulu duruma gelmesini sağlamak2. terletmekAnlamı: terlemesine sebep olmakIIعَرَقterعَرِقَterlemekAnlamı: ter çıkarmakIVعِرْق1. soyAnlamı: kandaş birey topluluğu2. ırk3. asılAnlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı4. damar -
4 فرق
Iفَرَّقَ1. açmakAnlamı: birbirini ayırmak2. korkutmakAnlamı: korkmasına yol açmak3. ürkütmekAnlamı: ürküntü vermek4. dağılmakAnlamı: değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek5. dayamakAnlamı: hızla, öfke ile veya korkutmak için yaklaştırmak, uzatmak6. ayırmak7. dağıtmakAnlamı: toplu durumda bulunan kimse veya şeyleri birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmakIIفَرَق1. yılgıAnlamı: korku, dehşet2. haşyetAnlamı: korku, korkma3. havilAnlamı: hevl, korku4. pervaAnlamı: çekinme, sakınma, korku5. endişeAnlamı: tasa, kaygı, kuşku, korku6. korku7. ezintiAnlamı: korku veya heyecan sebebiyle duyulan eziklik, sıkıntı8. ürküntüAnlamı: ürkme duygusu, tevahuş9. seherAnlamı: tan ağartısı, gün doğmadan önceki zaman10. panikAnlamı: ani dehşet duygusu, büyük korku11. sabahAnlamı: günün başlangıcıفَرُقyüreksizAnlamı: korkak, tabansızIVفَرِق1. yüreksizAnlamı: korkak, tabansız2. korkakVفَرِقَkorkmakAnlamı: korku duymak, ürkmekVIفَرْق1. uçurumAnlamı: büyük fark2. ihtilâfAnlamı: ayrılık, anlaşmazlık3. çeşitlilikAnlamı: çeşidi çok olma durumu4. terslikAnlamı: ters olma durumu5. oransızlıkAnlamı: oransız olma durumu6. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik7. ayrımAnlamı: benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark8. tenakuzAnlamı: çelişki9. farkAnlamı: başkalık, ayrım10. eşitsizlikAnlamı: eşit olmama durumu, müsavatsızlık11. uyuşmazlıkAnlamı: uyuşmama durumu12. anlaşmazlıkAnlamı: amaç ve düşünce ayrılığı, uyuşmazlık, ihtilâf13. kontrastAnlamı: karşıtlık, zıtlık14. ayrılıkAnlamı: ayrı olma durumu, birinden uzak düşmeفِرْق1. bazıAnlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit2. seksiyonAnlamı: bölüm3. fırkaAnlamı: insan topluluğu4. grup5. ekipAnlamı: takım, zümre6. hisseAnlamı: pay, nasip7. kaderAnlamı: alın yazısı, yazgı8. fasılAnlamı: bölüm, kısım9. sürüAnlamı: evcil hayvanlar topluluğu10. birtakımAnlamı: belirsiz olarak çokluğu anlatır11. takımAnlamı: topluluk12. cüz13. bölüm -
5 ხალხი
i.halk, insan topluluğu -
6 халăх
millet, insan topluluğu, halk -
7 ahali
arapça اهالى halk, ahali, insan topluluğu. -
8 أباشة
-
9 أمة
Iأَمَة1. halayıkAnlamı: kadın köle, cariye2. acemiIIأُمَّة1. halkAnlamı: aynı ülkede yaşayan topluluk2. kavimAnlamı: birbirine bağlı insan topluluğu, budun3. milletAnlamı: ulus4. budunAnlamı: kavim, ulus, millet5. ulusAnlamı: millet -
10 ازدحام
اِزْدِحام1. hücumAnlamı: üşüşme, bir yere toplanma2. akınAnlamı: kalabalaık ve çok izdiham3. sıkışıklıkAnlamı: sıkışık olma durumu4. izdihamAnlamı: aşırı kalabalık5. kalabalıkAnlamı: çok sayıda insan topluluğu, izdiham -
11 ثلة
ثُلَّة1. fırkaAnlamı: insan topluluğu2. grup3. ekipAnlamı: takım, zümre4. takımAnlamı: topluluk -
12 جماعة
جَمَاعَة1. fırkaAnlamı: insan topluluğu2. grup3. ekipAnlamı: takım, zümre4. ahaliAnlamı: bir yerde toplanan kalabalık, halk5. topluluk6. takımAnlamı: topluluk -
13 جوق
جَوْق1. grup2. ekipAnlamı: takım, zümre3. fırkaAnlamı: insan topluluğu4. klikAnlamı: hizip5. topluluk6. takımAnlamı: topluluk -
14 جوقة
جَوْقَة1. grup2. ekipAnlamı: takım, zümre3. fırkaAnlamı: insan topluluğu4. topluluk5. takımAnlamı: topluluk -
15 زمرة
زُمْرَة1. ekipAnlamı: takım, zümre2. grup3. fırkaAnlamı: insan topluluğu4. takımAnlamı: topluluk -
16 شعب
Iشَعْب1. kamuAnlamı: bir ülkedeki halkın bütünü2. halkAnlamı: aynı ülkede yaşayan topluluk3. milletAnlamı: ulus4. kavimAnlamı: birbirine bağlı insan topluluğu, budun5. budunAnlamı: kavim, ulus, millet6. ulusAnlamı: milletIIشِعْبdar boğazAnlamı: kısık -
17 طائفة
طائِفَة1. fraksiyonAnlamı: parti, bölüntü2. hizipAnlamı: bölük, kısım, klik, parti3. fırkaAnlamı: insan topluluğu4. ekipAnlamı: takım, zümre5. grup6. klikAnlamı: hizip7. topluluk8. takımAnlamı: topluluk -
18 عصابة
عِصَابَة1. külteAnlamı: demet2. şiraze3. hevenk4. grup5. ekipAnlamı: takım, zümre6. fırkaAnlamı: insan topluluğu7. bandajAnlamı: sargı, bağ8. sargıAnlamı: esnek bir maddeden yapılmış uzun, dar ve ince şerit9. takımAnlamı: topluluk10. bantAnlamı: düzensiz yassı bağ, şerit -
19 عصبة
عُصْبَة1. hizipAnlamı: bölük, kısım, klik, parti2. grup3. ekipAnlamı: takım, zümre4. teşkîlât5. küme6. kütleAnlamı: bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kitle -
20 عنصر
عُنْصُر1. elemanAnlamı: öğe, unsur2. element3. etmenAnlamı: amil, faktör4. unsurAnlamı: öğe, ilkel, element5. öğeAnlamı: unsur, eleman6. ırk7. asılAnlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı
- 1
- 2
См. также в других словарях:
CEFALE — İnsan topluluğu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KANİB — İnsan topluluğu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SEVİLE — İnsan topluluğu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
UM'UME — İnsan topluluğu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HİDFE — İnsan cemaati, insan topluluğu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RİSDE — İnsan cemaatı, insan topluluğu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAŞED — İnsan topluluğu, cemaat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HEZZA — İnsan topluluğu, hayvan sürüs … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KÜBKÜBE — İnsan topluluğu. * At sürüs … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VA'VA' — İnsan topluluğu. * Sesler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
halk — 1. is., esk., Ar. ḫalḳ Yaratma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller halk etmek 2. is., Ar. ḫalḳ 1) Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta olan insan topluluğu Türk halkı. 2) Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu Yahudi… … Çağatay Osmanlı Sözlük